Türk doğal taş ve mermerin stratejik değeri
Madenler bakımından son derece zengin ülkemiz, dünyadaki 90 maden çeşidinin 80’ine sahip. Doğal taş ve mermer tarafına baktığımızda ise hem çeşitlilik hem de rezerv bakımından nedenli zengin olduğumuzu rakamlar daha iyi ortaya koyuyor. Bugün ülkemizde 150 farklı çeşit doğal taş, 650 renk ve desende mermerimiz keşfedilmiş durumda. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri de coğrafi konumumuzun getirdiği avantaj. Bilindiği üzere Alp-Himalaya kuşağında bulunuyoruz. Ülkemizi boylu boyunca kesen bu hat üzerinde meydana gelen jeolojik
hareketlerin sonucunda doğudan batıya kadar pek çok bölgede farklı tür ve çeşitlilikte doğal taş yatakları bulunuyor. Doğal taşlar ise mermer, traverten, oniks, granit, kireç taşı, kayağan taşı, bazalt gibi yer altı kaynaklarından oluşuyor. Tarihte birçok medeniyetin eşsiz eserinde yer alan bu doğal taş zenginliğimizi, sektörümüzün tüm aktörlerinin daha da bilinçlenmesiyle bugün artık daha profesyonel ve kıymetini bilerek yönetiyoruz.
Türk doğal taşının dünyadaki yolculuğu
Bugün çıkardığımız doğal taşları istediğimiz boyutta kesip, gelişmiş işleme teknikleri sayesinde kolaylıkla şekil verebiliyoruz. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında Türk doğal taşının algısını daha da yukarılara taşımak ve tercih edilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Bu noktada Türk doğal taşının değerini ortaya koymak ve tüm dünyada bilinen bir konuma ulaştırmak adına Turkish Stones markası büyük önem taşıyor. Bu kapsamda İMİB olarak içinde bulunduğumuz dönemde madencilik sektörü ve doğal taşların dünyada ve
ülkemizde değerinin daha iyi anlaşılması adına çalışmalar yürütüyoruz. 2020 yılında başlattığımız Sanal Ticaret Heyetlerine devam ediyor, ihracatımızın aksamaması için Mısır, Ürdün, Cezayir, İngiltere, Bangladeş gibi çeşitli ülkelerle temaslarımızı sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra en son 2019 yılında gerçekleştirdiğimiz ve pandemi sebebiyle ara verdiğimiz fiziki heyetlerimize bu yılın mayıs ayında Birleşik Arap Emirlikleri ile yeniden start veriyoruz. Heyeti 18 firmamız ile gerçekleştireceğiz.
Yanı sıra Türk doğal taşının yurt dışında markalaştırılması çalışmaları kapsamında hedef ülke ABD’ye yönelik Amerikan İç Mimarlar Derneği (American Society of Interior Designers) iş birliği ile “Çağdaş Tasarım ve Mimaride Türk Traverteni” konulu bir webinar düzenledik.
Webinarda, Türk doğal taşının tanıtımını yaparak, Türk traverteni kullanılmış mimari örnekler üzerinden ilgi çekici bir sunum gerçekleştirdik. ABD’ye yönelik bir diğer dijital etkinliğimiz ise 94 bin üyesi bulunan Amerikan Mimarlar Derneği (American Institute of Architects) ile “The Design Opportunites of Natural Stone” temalı düzenlediğimiz webinar oldu. Webinar organizasyonunun yanı sıra dernek aracılığı ile AIA üyelerine yönelik olarak Türk doğal taşlarını tanıtan bir makale yayımlandı ve Coverings Fuarı’yla eş zamanlı olarak da yine AIA üzerinden sosyal medya kampanyası yürüttük.
Yurt dışında katılım gösterdiğimiz pek çok prestijli fuar, sektörümüzün gücünü göstermek adına da önemli bir fırsat oluyor. Ülkemizin marka algısını ileri seviyeye taşımak için fuarlarda yaptığımız verimli görüşmeler bize kısa ve uzun vadede önemli getiriler sunuyor. Bu kapsamda; ABD’nin Florida eyaletinin Orlando şehrinde geçtiğimiz yıl 31’incisi düzenlenen Coverings 2021 The Global Tile & Stone Experince Fuarı’na katılım gösterdik. İMİB olarak
fuarın milli katılım organizasyonunu 19’uncu kez gerçekleştirdik. 17 Türk doğal taş firmasının katıldığı fuarda, doğal taş ihracatımızda lider pazarlardan olan ABD’de önemli iş birliklerine imza atıldı. Fuar bu yıl 5-8 Nisan 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu yıl 34 firmamızla beraber milli katılım organizasyonu düzenleyeceğiz. İtalya’nın Verona şehrinde 55. kez düzenlenen ve milli katılım organizasyonu 11. kez birliğimizce gerçekleştirilen Marmomac 2021 International Exhibition of Stone Design and Technology fuarında 23 firmamız mermer,
traverten, oniks, granit, bazalt gibi doğal taş ürünlerini fuarda ziyaretçilerin beğenisine sundu.
27-30 Eylül 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek bu yılki fuarın 12. kez milli katılım organizasyonunu düzenleyeceğiz. Bunun yanı sıra 26. kez düzenlenen MARBLE İzmir – Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda da yer aldık. Fuarla eş zamanlı olarak düzenlenen ve doğal taştan ilham alarak, doğal taşın binlerce yıllık serüveninin tanıtıldığı Dünya Taş Zirvesi’ne de (World Stone Summit-WSS) katılım sağladık. Yine fuarla eş zamanlı düzenlenen 6. Uluslararası Taş Kongresi boyunca yapılan görsel 3D, VR sanal gerçekçilik sunumları ile hem de kongre sürecinde ve devamında yapılan gezilerle katılımcılara binlerce yıllık teknikler, mimari uygulamalar ve günümüz üretim ortamlarını yerinde tanıttık.
Marble İzmir Fuarı ile eş zamanlı olarak, İZFAŞ iş birliği ile 25-30 Ağustos 2021 tarihleri arasında birliğimizce alım heyeti de düzenlendi ve tüm alım heyetleri genelinde 23 farklı ülkeden toplam 371 ziyaretçi kayıt yaptırdı. Bu yıl da 13 ülkeden (Azerbaycan, Brezilya, Çekya, Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore Cumhuriyeti, Hindistan, İspanya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan, Meksika, Portekiz, Singapur ve Yunanistan) satın alımcıların daveti ile daha geniş kapsamlı bir alım heyeti organizasyonu için çalışmalarımızı yürütüyoruz.
5-10 Eylül 2021 tarihleri arasında İtalya’da gerçekleştirilen Milano Tasarım Haftası’nda ise “Turkish Stones Library” sergisiyle katılım sağladık. Böylelikle doğal taş açısından bir diğer önemli ülke olan İtalya’da Türk taşı kütüphanesini sergileyerek ülkemizin bu alandaki potansiyelini gösterme fırsatı yakaladık. Doğal Taş Söyleşileri kapsamında, doğal taş kullanımının öne çıktığı yapıların ele alındığı; doğal taş türleri, atölye imkanları, güncel teknolojik bilgiler ve taşın işlenmesi konusunda teknik bilgilerin verildiği , “Online Doğal Taş Söyleşi Serisi” düzenledik. Arkitera iş birliği ile toplamda 13 tane söyleşi gerçekleştirildi. 9 Mart 2022 tarihinde ise World Architectural Festival iş birliği ile “Color It Stone” Webinarı düzenledik. Bu webinardaki amacımız yabancı mimar ve tasarımcılara Türk doğal taşının renk ve desen çeşitliğini uygulanmış proje örnekleriyle beraber tanıtmak ve farkındalık yaratmak idi.
Expo Dubai 2020’de Türkiye pavilyonunda doğal taş kütüphanesi ile; Turkish Stones markasıyla da “WAF-Virtual 2020” etkinliğine silver sponsor olarak katılım sağladık. Burada ise dünyanın farklı bölgelerindeki yeni tasarım anlayışları ve yapım teknolojileriyle biçimlenen yenilikçi doğal taş mimari örneklerini ele alan sunumları katılımcılarla paylaştık. Uzun vadedeki prestijimiz için büyük önem verdiğimiz bu tür köklü etkinliklerde yapılan
markalaşma çalışmalarının amacı doğal taş çeşitliliğimizi ve kalitesini gözler önüne sermek. Burada yaptığımız çalışmalar ve yeni iş birliklerinin en önemli getirisi ise süreç içinde birim fiyatımızın yukarı yöndeki yükselişi ve ürünlerimize olan talebin artması şeklinde gerçekleşiyor.
Madencilik sektörü başarı için sorunların çözümünü istiyor
Madencilik sektörünün tüm paydaşlarının ihracat başarısını sürdürülebilir kılması adına önündeki sorunları çözüme kavuşturması gerekiyor. Şu anda dünya pazarında hakimiyet sahibi olan blok mermer ihracatçısı firmalarımız, özellikle son yıllarda kendilerinden kaynaklanmayan konteyner sorunuyla karşı karşıya. Taşıma faaliyeti sırasında ortaya çıkan çeşitli ihmal ve kusurlu hareketler nedeniyle konteynerlere gelen hasardan dolayı firmalarımız doğrudan sorumlu tutuluyor.
Çoğu zaman bir konteynerin sıfır piyasa değerini dahi kat ve kat aşan oranda tazminat talepleriyle karşılaşıyorlar. Konteynerde oluşan hasarın gerçek sorumlusunun tespiti yapılmadan doğrudan ihracatçı firmalarımızdan talep edilmesini yanlış buluyoruz. Bunun yanı sıra yükün aktarma limanında bırakılması, konteyner tamiri adı altında fahiş bedeller talep edilmesi ve bu suretle yükün alıcısına tesliminin engellenmesi de ihracatı sekteye uğratıyor.
Geri dönülmez mağduriyetler yaratan bu tarz tasarruflar ihracatçı firmalarımız açısından oldukça yıpratıcı. Bu sorunun çözümü için yakın zamanda bir yol haritası hazırlayıp firmalara duyuracağız.
Bu kapsamda önlem olarak sözleşmeleri ayrıntılı bir şekilde kontrol edeceğiz. Konteynerleri kiralarken blok mermer yüklediğimizi özellikle belirteceğiz ve konteynerlerin geçmiş sicil dosyalarını isteyeceğiz. Bunun yanı sıra tarafımıza ödetilmek istenen cezalar için de denizcilik alanında uzman hukukçulardan destek almak
üzere anlaşma sağladık ve üyelerimizin kullanımına sunduk.
Bunun yanı sıra mevcut yasalar da belli bağlamlarda sektörümüz açısından uzun süre
çözülemeyen sorunları ortaya çıkarıyor. Engellerden en büyüğü hiç kuşku yok ki izin süreçleri.
Bugün bir maden işletmesinin açılabilmesi için 8 bakanlık, 92 yasa, 87 yönetmelik, 16 uluslararası sözleşme, 8 tüzük, 24 değişik kurum ve kuruluştan izin alınması gerekiyor. Ayrıca bu izin süreçleri yıllarca sürüyor. ÇED sürecinde herhangi bir kurumun verdiği olumsuz görüş, süreci sonlandırıp ruhsatların iptal olmasına neden oluyor. Bunu ortadan kaldırmak amacıyla izin süreçlerinin daha ivedi ilerlemesi en öncelikli talebimiz.
Orman izin taleplerinin mevzuatta yer almayan gerekçelerle reddedilmesi karşılaştığımız önemli sorunlar arasında. Bu kapsamda temdit, izin genişletme, yeni izin talebi şeklinde yapılan müracaatlar, mevzuatta bu yönde bir hüküm bulunmamasına rağmen; “yerleşim yerlerine, karayoluna, tarım alanlarına yakın olması ile bu alanların ön görünümünde kalması”, “civarında maden sahası/ocak bulunmaması”, “ruhsat sahası için verilecek ilk izin
olması”, “bulunmaz, değerli maden değil” ve “kamu yararı yoktur” gibi gerekçelerle reddediliyor. Bu yöndeki talebimiz, orman izin taleplerinin Maden Kanunu ve Orman Kanunu’ndaki hükümlere uygun olarak değerlendirilerek izinlerin verilmesi.
Bir diğer önemli madde ise Orman Kanunu Uygulama Yönetmeliği Taslağı’nın madencilik faaliyetlerini yapılamaz hale getirecek maddeler içermesi. Bu yöndeki talebimiz, yönetmelikteki ilgili maddelerin madencilik faaliyetlerini sekteye uğratmayacak biçimde düzenlenmesi. Ayrıca arazi izin bedellerindeki yüksek artışlar nedeniyle bedellerin ödenemez hale gelmesi, sektörümüzün önündeki ciddi sorunlardan. Bu konuda arazi izin bedeli
hesaplamasında kullanılan il katsayısının kaldırılması, yıllık arazi izin bedeli artışlarının BAK oranına göre değil, enflasyon oranında artırılması, 7061 sayılı Kanun ile arazi izin bedellerine getirilen yüzde 50 indirimin haksız rekabete neden olmasından dolayı bu indirimin tüm işletme izinlerine uygulanması yönünde çözüm önerilerimiz bulunuyor.
Son olarak orman izin süreçlerinin öngörülemez olması süreci yavaşlatan maddeler arasında bulunuyor. Bu doğrultuda yeni izin talepleri de dâhil olmak üzere, tüm izin taleplerinin 2018/13 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ne uygun biçimde taşra teşkilatının yetkilendirilmesi yoluyla verilmesi, 2018/8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nin uygulamasına hız verilmesi, orman izin taleplerinin sonuçlandırılmasına ilişkin sürelerin idare
tarafından duyurulması ve işlemlerin bu süreye uygun yürütülmesi taleplerimiz arasında yer almakta. Tüm bu taleplerimizi gerekli kişi ve mercilerle görüşerek iletmeye devam ediyor, yasaların kapsamının her iki tarafı da mağdur etmeyecek biçimde düzenlenmesini çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz