İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜ ANLAMAK
“ Bir iş bittiğinde, çevrendeki insanlar, bunu biz yaptık diyorsa, gerçek bir öndersindir.” Lao Tzu
Kuruluşunuzun iş güvenliği kültürüne nelerin etki ettiğini anlamak, çalışanların tutum ve davranışlarını değiştirmesine katkı sağlayacaktır. Güvenlik kültürünün başarılı olabilmesi, yönetimin en üst kademesinden en alta önderlik ile mümkündür. Yani güvenlik kültürü önce CEO ve üst düzey yöneticiler tarafından benimsenmelidir.
Güçlü liderlik ve yönetimin adanmışlığı direkt olarak güvenlik performansı ile ilişkilidir. Çalışanların hangi davranışların ödüllendirileceği, hangilerinin görmezden gelinip, hangilerinin cezalandırılacağını bilmesi, tutum ve davranışları üzerinde büyük etki yapacaktır.
Güvenlik kültürü nedir?
Güvenlik kültürü, sağlık ve güvenliğe dair inançların, değerlerin ve tutumların işyerindeki insanların büyük çoğunluğu tarafından benimsenmiş olmasıdır. “Biz burada işleri böyle yaparız.” şeklinde de tarif edilebilir. Olumlu bir güvenlik kültürü işyerindeki sağlık ve güvenliğe katkı yapmasının yanında kurumun üretim performansını da iyileştirecektir.
Kurum kültürünün bir parçası olan güvenlik kültürü deyimi ilk olarak 1986 yılında yaşanan Çernobil Faciası sonrası Uluslararası Nükleer Güvenlik Grubu’nun (INSAG) hazırladığı raporda geçmiştir. Tüm dünyayı etkileyen bu faciadan sonra Rus hükümetinin örtbas etme çabası “Glasnost” için bir katalizör görevi görmüş ve Sovyet yönetiminin çöküşüne neden olmuştur.
Bir güvenlik lideri olmak için kendinize hangi soruları sormalısınız?
- Güvenlik ne kadar önemli?
- Güvenlik bazen mi önemli, her zaman mı önemli?
- Eğer maliyet yükü fazla olacak ise iş güvenliğinden feragat etmek mümkün mü?
200₺ değerindeki kaçak akım devre kesicisi olmadığı için elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden 25 yaşındaki bir gencin arkasında bırakacağı maddi ve manevi yükün cevabını aramak bu üç soruya da cevap verecektir. Güvenlik çok önemlidir, her zaman önemlidir ve feragat etmek mümkün değildir. Kaza geçiren kişinin bir ismi, eşi, çocukları, kardeşleri ve ebeveyni olduğunu düşünmek kazaların kişiselliği konusunda fikir verecektir.
Olumlu bir kültür geliştirmek için gereken dokuz davranış şunlardır:
- Şirket değerlerini aktarın.
- Liderlik edin.
- Beklenen davranışları net olarak ifade edin.
- Güvenlik sonuçlarını kişiselleştirin.
- Olumlu tutumlar geliştirin.
- Güvenlik yükümlülük ve sorumluluklarını sahiplenin
- Tehlike/Risk farkındalığını ve koruyucu davranışları arttırın.
- Güvenlik yönetim sistemlerin anlaşılması ve uygulanmasını geliştirin.
- Kişisel etkinliğinizi izleyip, gözden geçirin.
Yukarıda sıralanan kültür geliştirme basamakları, işletmenin büyüklüğünden bağımsız olarak, sıfır ya da çok az maliyet ile atılabilecek adımlardır. Atılacak bu adımların işletmenin performansına etkisini gösteren en iyi örneklerden biri, dünyanın en büyük 8. alüminyum şirketi olan Alcoa’nın yeni CEO seçimi sonrası olanlardır. Uzun yıllar tekel olan ancak anti-tröst yasaları ile finansal durumu her gün kötüleşen dev şirketin yeni CEO’su Paul O’Neill’in sıfır kaza politikasından başka bir politikası olmadığını anlattığı ilk toplantıda, masada bulunan yatırımcı ve analistler hemen telefona sarılarak danışanlarına hisseleri satmaları tavsiyesinde bulunmuşlardır. Yaklaşık 3 yıl sonra, Alcoa’nın Amerika’nın en karlı şirketlerinden biri olmasında, yakaladıkları sıfır kaza başarısı en temel etken olarak görülmektedir.
Aşırı kullanım nedeniyle klişeleşen “Önce iş güvenliği” değeri gerçek mesajdır. Güvenlik her günün değer ve davranışları içinde olmalıdır. Yapılması gereken ek bir iş olarak görülmemelidir. Bu mesaj, iş güvenliği eğitimlerinin yanında posterler, kısa mesaj, e-posta servisleri, iş başı konuşmaları ve yönetim tarafından “çalışma alanında gezinmek” ile aktarılabilir. Bu mesajın iletiminde kullanılan dil suçlayıcı olmamalı ve konunun kişisel önemi açık ve dolaysız yoldan anlatılmalıdır. Lider kişi yanındakilerin motivasyon ve ilhamını arttırmak için beklenen davranışları kendisi göstermelidir. Örnek olarak, çalışma alanına girerken CEO’nun baret takması güçlü bir mesaj olacaktır.
İş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri tarafından, risk analizi, kontrol listesi gibi güvenlik dokümanlarının hazırlanmasında çalışanların katılımının sağlanması, bu kültürün sahiplenilmesinde çok faydalı olacaktır. Açık kapı olarak isimlendirilen politika ile yönetilen işyerlerinde, çalışanlar güvenlik konusundaki endişelerini dile getirdiklerinde, işini kaybetme korkusu yaşamazlar. Eğer konuşursam bir şeyler değişir inancı vardır. Eğer harekete geçmezsem olanlardan sorumluyum derler. Kişisel güvenliğim paradan daha önemlidir diye düşünürler. Ancak bu sayede kişiler kurallara uyacaktır. Biz ve onlar düşünce yapısı bu güvenin inşasını engeller. Açık iletişimin yanında takım ruhunu geliştirici sosyal birliktelikler (Mesela iftar yemeği, mangal partileri vb.) düzenlenerek güven ilişkisi temin edilebilinir.
Uzun yıllardır işyeri hekimi olarak çalışmanın bana kazandırdığı tecrübe, devlet, işveren, İSG profesyoneli ve çalışanların bir ekip olarak çalışmasının ne kadar önemli olduğunu anlamak oldu. Bu aktörlerden birinin sorumluluk almaması durumunda sistem asla işlemeyecektir. Devlet kanun çıkarmak, İSG profesyonelleri rehberlik etmek ve çalışanlar kurallara uymak ile yükümlüdürler. İşverenlerin sorumluluğu ise güvenlik kültürünün oluşturulmasında önderlik etmektir.
Dr. Özgür TAKMAZ
Delta OSGB