TÜRK DOĞALTAŞ ÜRETİCİLERİNİN BAŞARISI ve ANADOLU’NUN DOĞALTAŞ ÜSSÜ OLMASI
Son 15 yılda dünya üst üste7 kriz yaşadı. Bunun dördü son dört yılda yaşandı.
Muhakkak ki başka sektörler de bu krizlerden etkilenmiştir. Kriz süreçlerine ve sonrasına baktığımızda mermer doğaltaş sektör paydaşlarının muhteşem mücadelelerini görürüz.
Neydi bu krizler?
2006 Amerika Birleşik Devletleri’nde Mortgage krizi patlak verdi. İnşaat sektöründe hızlı düşüşler yaşandı. A.B.D. en çok işlenmiş ürün sattığımız ülkeydi yarım kalmış inşaatlarda bir süre daha satışlarımız devam ettiyse de talep düştü.
2009 mortgage sonrasında kriz etkileri tüm dünyada üç yıl devam etti sonunda dünya ekonomisinde resesyon yaşandı. 2,250 milyar doları bulan doğaltaş ihracatımız düşmeye devam etti. Sektör blok satışına yönelerek Çin Halk Cumhuriyeti pazarına açılarak işlenmiş üründe ortaya çıkan talep azalışını blok satışı ile dengeledi.
2010 sonu Tunus’ta başlayan 2015 yılına kadar Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da etkin olan halen Suriye’de devam eden “Arap Baharı” diye tanımlanan bugün de gördüğümüz gibi “Arap Kâbusu” na dönüşen sosyal ve ticari çalkantılar. Bu ülkelerle doğaltaş ticaretimizi etkiledi, müteahhitlik hizmetlerimize zarar verdi. Başta Libya’da devam eden inşaatlara yönelik ihracat durdu.
2019 kasım ayında Çin’de başlayan günümüzde de tüm dünyanın sosyal ve ekonomik yaşamını etkileyen Covit’19 salgınının etkileri ile Çin Halk Cumhuriyeti’ne blok satışımız azalmaya başladı.
2020 blok ihracatımızın en çok olduğu Çin Halk Cumhuriyeti’ne konulan ambargo ve Covit nedeniyle yaşanan Pazar daralması. Navlun fiyatlarının artması, konteynır bulunamayışı. Çin’e blok ihracatımız yarı yarıya azaldı. Bu düşüşü akabinde Hindistan’a ihracatımız izledi.
2021 Enflasyon tedbirleri kapsamında üretim ve nakliyeye gelen zamlar nedeniyle üretim ve taşıma kalemlerinde aşırı maliyet artışları yaşandı. Sektörde yoğun enerji kullanımı dikkate alındığında Ham petrol fiyatlarının 2020 nisan ayında 20$ a altına gerilemişken 2021 Aralık ayında 75$’a üç katından fazla artmasının sektör maliyetlerine yansıması önlenemedi. Tüm dünyada enflasyon etkileri görülmeye başladı. %1 veya altında enflasyon yaşayan ülkeler %5-7 bandında enflasyonla tanıştılar. Türkiye’de %30 dan fazla yaşanan enflasyon üretim maliyetlerine fazlasıyla yansımasına karşılık döviz kurlarının aşırı dalgalanması yıl sonunda geriye çekilmesi sektörü yeni arayışlara yöneltti.
Sektör 2021 yılında artan navlun fiyatlarının Çin ihracatını olumsuz etkilemesi nedeniyle işlenmiş ürünlerde yeni pazarların taleplerine yönelmiş yine ayakta kalmayı başarmıştır. Tüm olumsuzluklara rağmen önceki yıllarda düşüşler gösteren İhracatımız2021 yılında 2 milyar doların üzerine çıkmıştır.
2022 yılbaşında enflasyon ve yurt dışında ham petrol fiyatlarının artışa devam etmesinin etkisi altında elektrik ve mazot fiyatlarının, işçilik ücretlerinin artması, üretim maliyetleri hızla tırmandırdı. Şubat sonunda başlayan Rusya Ukrayna savaşı ham petrolün fiyatını 100$’ın üzerine çıkarttı.
Yukarda saydığımız 15 yıldır aralıksız üst üste gelen krizleri başarı ile çözüm alternatifleri yaratarak çözen sektör 30 Mart-2 Nisan 2022 tarihlerinde MARBLE İZMİR fuarına girdi maliyetlerini analiz ederek hazırlanması gerekiyor.
Navlun fiyatlarının artışı ve konteynır sıkıntısının tedarik sürecini artırmasını dikkate alan doğaltaş üreticisi Hindistan, Pakistan ve İran yanı sıra işlenmiş ürün ithalatçısı Polonya, Belçika, Amerika kanaat önderleri 2021 yılı Dünya Taş Zirvesi’nde (WSS) Türkiye’nin doğusunda kalan Türkiye’nin doğaltaş üssü olmasını gündeme taşıdılar. MARBLE’22 de bu husus mutlaka dikkate alınmalıdır .Bu nedenle daha önce yayınlamış olduğum görüşlerimi tekrar gündeme taşımakta yarar görüyorum.
Anadolu Geleceğin Doğaltaş Üssü Olmalı
Artan deniz taşımacılığı navlun fiyatları ve konteynır yokluğu karşısında hem üreticiler hem de tüketiciler yeni alternatif arayışlarına girdiler.
Bunda en önemli etken doğal taşın diğer ürünlere oranla yükte ağır pahada hafif olmasıydı. İlk değerlendirmeler Çin Avrupa demiryolu hattının kullanılması yönünde oldu. Trenle taşıma deniz yolu taşımacılığına göre daha hızlı ulaşım imkânı veriyordu. Ancak tren istasyonları alt yapı olarak konteynır yükleme donanımına gerek kapasite gerekse teknik altyapı olarak limanlar kadar sahip değillerdi. İkinci değerlendirmeler karayolu taşımacılığına yönelik olarak yapıldı.
Karayolu ile taşıma kıtalar arası mümkün değildi ama eski kıtalar topluluğunda Asya Avrupa Afrika kıtalarına yönelik olarak kolaylıkla yapılmaktaydı.
Karayolu taşımacılığında konteynırın üretim noktasından alınarak tüketim noktasına ulaştırılması kapıdan kapıya teslim kolaylığı sağlamaktaydı. Ara istasyonlara ihtiyaç bırakmıyordu.
Pekiyi bu taşımayı daha etkin kılmak için diğer parametreler neydi?
Bunların başında 3 unsur ön plana çıktı:
- Taşıma maliyetlerinin azalması; Blok üretimi ile plaka ve ebatlı ürün üretimi yapılabilmesi için en az %40 ağırlık azalması mümkün olabilecekti. Bu nedenle farklı renk ve desende doğaltaş bloklarının en yakın en iyi işleme tekniğine sahip lokasyonda işlenmesi %40 gereksiz malzemenin taşımasının önüne geçebilirdi. Bu da navlun giderlerini en az %40 oranında azaltacak üretim zayiatlarının taşınmasının önüne geçerek maliyetleri azaltabilecekti. Karayolları taşıma kapasitesi açısından bu işlemi gerçekleştirecek düzeyde gerek Türkiye’de gerekse doğu ve batısındaki komşularında ciddi bir TIR filosu bulunmaktadır.
- İşleme kapasite ve tekniği; Dünyada gerek kapasite gerekse kalite olarak işleme tekniği gelişmiş doğaltaş sektörlerine bakıldığında tüm gözler Türkiye’ye yöneldi. Anadolu yıllar yılı doğunun zenginliklerini batıya taşımada köprü görevi yapmıştı. Günümüzde buna ilaveten teknolojik gelişmeleri ile karbonatlı doğaltaş ihracatında lider durumdaydı. Şu hal de Türkiye yanı sıra blok üretiminde söz sahibi olan farklı renk ve desenlerde doğaltaş rezervlerine sahip Çin, Hindistan, Pakistan, İran…ve diğer ülkelerden gelecek doğaltaş blokları Türkiye’de işlenerek tüketim merkezlerine buradan gönderile bilinir fikrine varıldı. Bu talep ilk defa İZFAŞ tarafından 6. Uluslararası Taş Kongresi öncesi düzenlenen World Stone Summit (WSS) online webinar sunumunda Polonya temsilcisinden geldi anında Hindistan ve İran temsilcileri bu görüşe destek verdi. Zira bu öneri “kazan kazan” ilkesinin ta kendisiydi.
- Stok maliyetlerinin azalması zaman kazanımı; Anadolu Doğaltaş üssü olması halinde tedarik süresi, nakliye süresi kısalacağı için stok maliyetleri azalacak tedarik hızlanacaktır.
Hızla yükselen emtia maliyetleri, lojistik giderlerinin, genel giderlerin önemli bir kısmını tuttuğu doğal taşın neredeyse kendi maliyetinin önüne geçmektedir.
Bunu sonucunda dağıtıcılar stok yüklerini azaltmak ve stok devir hızlarını arttırmak için daha yakın alternatifleri seçecektir. Anadolu etrafında 10 günlük hava, kara, deniz lojistiğini içeren bir çember çizildiğinde, doğaltaş Dünya tüketiminin önemli bir dilimine Anadolu’dan hizmet vermek mümkündür. Bu en ideal koşullarda 3/ay en kötü koşullarda 2/ay stoklarda devir hızı demektir. Bu çember 20 günlük direk hatlarla Atlantik ötesini kapsadığında; ideal 1,5/ay en kötü 1/ay devir ile Dünya tüketiminin %82 sine cevap verilebilir. Aynı zamanda yakın mesafedeki Akdeniz, Karadeniz ve Orta Asya dönüş yüklerinin olması – Çin gibi “one – way” ülkelere göre rahatlatıcı ve maliyetleri düşürücü bir etkendir. Bu da ürün çeşitliliği, yüksek kalite ve lojistik standartlarının eklenmesi ile Anadolu’nun konumunu rakipsiz kılmaktadır.
Gerçekten de Türk mermer sektörü Anadolu’nun jeolojik ve coğrafi konumu yanı sıra üretim tekniklerindeki gelişmişlik ve yetenekli üretim kadroları ile bu misyonu başarı ile götürebilecek yapıya sahiptir. Doğaltaş üreten ve tüketen ülkeler açısından önemli olan bu konuda ülkeler ben odaklı değil sektör odaklı gelişmeleri desteklemelidir. Böylece maliyet azalacak tedarik kolaylığı ortaya çıkacak doğaltaş kullanımı artacaktır.
Ülkelerin doğal taş sektörlerinin ortak akılda birleşmesi gerekir. Ülke yöneticilerinin aldığı ambargo ve vergi tahsilatı yolu ile doğal taşa yönelik uluslararası ticareti engellemelerinin kaldırılması için çalışma yapmaları gerekmektedir. Bu amaçla Ticaret Bakanlığı, Maden İhracatçı Birlikleri, TÜMMER, Mermercilik Oda ve dernekleri bu konuyu ele alarak Anadolu’yu dünya doğaltaş üssü konumuna getirmelidir.