ÜLKE TARIMINA DEĞER KATAN ŞEHİR AFYONKARAHİSAR
Tarımın geçmişi günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanmaktadır. İlk tarım örneklerinin ardından, zamanla birçok toplumun arasındaki etkileşimin bir sonucu olarak tüm dünyada yaygınlaşmıştır. Tarımın büyük etkisi sayesinde insanlık toplum olma bilincine sahip olmuş ve günümüzdeki devletler oluşmuştur. Gübreleme, ekme-biçme gibi tarımsal yöntemler her ne kadar eski olsa da, son yüzyılda büyük bir ivme göstermiştir.
Tarım bir ülkenin ana kaynağıdır. Hem gelir kaynağı olarak hem de gıda ihtiyaçlarını uygun şekilde karşılaması bakımından diğer sektörlere oranla gelişme sürecinde desteklenmesi gereken ilk faaliyettir. Bir ülke sağladığı hammaddeleri ve bunu ucuz halde tamamlayabilmesi ile sanayisini geliştirebilir ve pazarlayabilir. Bu açıdan ekonomik kalkınma sürecinde tarımın ikinci planda değerlendirilmesi kalkınma sürecini sekteye uğratan bir yaklaşım sergilememize neden olur. Sanayi ve teknoloji sektörünün günümüz çağdaş ülkeleri arasında yer alabilmesinin temelinde ülkelerin sağlam bir tarımsal ekonomiye sahip olması önemli bir etkendir. Tüm bu bilgiler ışığında tarımın ekonomik kalkınmadaki yerini ve önemini ortaya koymak ve bu olgunun Türkiye’deki görünümüne değinmek gerekmektedir.
Küresel iklim değişikliği, bölgesel ekonomik ve siyasi krizler ile sınırlarımızın hemen dışında yaşanan sorunlar, tarım ve gıda piyasalarını önemli ölçüde etkilemektedir. Pandemi ve Rus-Ukrayna gerginliği sonucu uluslararası toplum nezdinde tarımsal arz güvenliğinin önemini toplumlar yaşayarak tekrar öğrendi. Yakın dönemde tarım ve gıda sektörünün arz ve talep boyutunda değişim geçirdiği, sektörün sevk ve idaresinde teknolojik gelişmelerin öne çıktığı bir süreç yaşanmıştır. Dünya genelinde kişi başına düşen tarım arazisi ve su başta olmak üzere doğal kaynaklar azalmaktadır. Buna karşılık, kişi başı günlük gıda tüketimi ve şehirleşme artmakta, tarımda gelişme hızı ve verimlilik düzeyinde artış yavaşlamaktadır.
Bu durum gıda maddelerine ve doğal kaynaklara ulaşımla ilgili sorunların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Aynı şekilde küresel iklim farklılığına bağlı aşırı sıcak, soğuk ya da yağış gibi mevsimsel değişiklikler, her geçen gün tehdidini artıran bir etken olarak gündeme gelmektedir.
Bütün bunların sonucu olarak sürdürülebilir tarım uygulamaları dünya çapında gündeme gelmekte, büyük önem kazanmakta ve insanlığın bu alana ilgisi her geçen gün artmaktadır. Sürdürülebilir tarım uygulamaları verimi ve kârlılığı artırdığından istihdama da olumlu şekilde yansıyacaktır.
Bu düşünceler ile Bakanlık olarak tarım sektörünün durumunu analiz ederken, geleceğe dönük sürdürülebilir politikalar üretiyor, çalışmalarımızı da bu yönde planlıyoruz. Son 20 yılda tarımda yakaladığımız başarılar, bu sektörün “Türkiye Yüzyılı”nda çok önemli bir yer tutacağına dair inancımızı güçlendirmektedir. Ülke olarak Planlı Tarım uygulamaları ile Tarımsal Arz Güvenliğini sağlamak, su varlıklarımızı temel alan tarımsal politikalarımızı geliştirmek, çiftçilerimize sosyal ve ekonomik katkılar vererek ülkesel tarım politikalarımızı gelecek kuşaklara aktaracak bir birikim sağlamayı hedefliyoruz.
Tarım ve gıda ürünlerinde 3,8 milyar dolar olan 2002 yılı ihracatımız 2022’nin sonunda 30 milyar dolara çıkmış durumda.
2002’de 98 milyon ton olan bitkisel üretim miktarını 2022’de 128,6 milyon tona ulaştırarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık.
2002 yılında 25,1 milyar dolar olan tarımsal hasıla 2022 yılında yüzde 133 artışla 58,5 milyar dolara yükselmiş, yine 2002 yılında ki 1,8 milyar TL tutarında ki tarımsal desteği 2023’te 57,6 milyar TL’ye çıkarttık.
AB Katkılı Kırsal Kalkınma Destekleri (IPARD) kapsamında yaklaşık 44,3 milyar lira hibe desteği verildi ve şu ana kadar 98 milyar liralık yatırım hayata geçirildi. AB ve Türkiye’nin eş finansmanıyla 42 ilde uygulanan IPARD Programı ile yatırımcılar tarafından hazırlanan projelere 16 farklı sektörde, onlarca iş koluna destek veriliyor. Özellikle çiftçilerimize önemli katkılar sağlayan IPARD projelerini 81 ilde uygulayacak şekilde genişletmeyi hedefliyoruz. Bu sayede AB standartlarına ulaşan işletme sayısı başta olmak üzere, göçün engellenmesi, kırsal alanlarda sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin oluşturulması, çevre ve yenilenebilir enerji gibi IPARD programında belirlenen hedeflere ülkenin tamamında ulaşılması sağlanacaktır.
Proje seçimlerinde uygulanan sıralama kriterlerinde, kadın yatırımcılara ve kadınları istihdam eden yatırımlara, ayrıca 40 yaşın altındaki genç yatırımcılara öncelik tanınıyor. Genç yatırımcılara hayvancılık projelerinde yüzde 5 ilave hibe veriliyor. Toplam yatırımların yaklaşık yüzde 67’si genç yatırımcılar tarafından, yüzde 42’si ise kadın girişimciler tarafından hayata geçirildi.
Afyonkarahisar da geçmişte olduğu gibi günümüzde ülkemize önemli katkılar veren bir ilimizdir. Bizler de Afyonkarahisarlı üreticilerimizin her zaman yanında olduk, olmaya devam ediyoruz. Son 20 yılda Afyonlu çiftçilerimize, toplam 20,5 milyar liralık tarımsal destek verdik ve yatırım yaptık.
Kentimizde TKDK tarafından uygulanan IPARD Programı ile tamamı Avrupa Birliği standartlarında 1024 proje uygulandı. Uygulanan bu projelerin yatırım tutarı 1 Milyar 339,6 Milyon TL, talep edilen destek tutarı ise 677,4 Milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Yatırımını gerçekleştiren 969 projeye 485,2 Milyon TL hibe ödemesi yapılmıştır. Geriye kalan 182,2 Milyon TL’lik 55 projenin yatırımları devam etmektedir. Yatırımları tamamlanmasından sonra hibe ödemeleri gerçekleştirilecektir.
Afyonkarahisar’da büyükbaş varlığımız %86 artışla 188 bin başa, küçükbaş varlığımız %55 artışla 1,2 milyon başa, kanatlı varlığımız yüzde 218 artışla 15,4 milyona, arılı kovan varlığımız %136 artışla 50 bin adete çıkmıştır.
Ülkemizde çiftçilerimizin üretimlerinde kullandıkları en önemli maliyet kalemi enerjidir. Bu maliyet kalemini en aza indirmek amacıyla kent tarımı uygulamaları ile Jeotermal Sera Organize Tarım Bölgelerini kuracağız. 2012 yılında 233 dekar olan sera alanımız, 2023 yılında 1.749,99 dekarı jeotermal sera olmak üzere toplamda 1.946,75 dekara ulaşmıştır. Ayrıca İlimizde toplam 8.023,17 dekarlık Jeotermal Sera Organize Tarım Bölgesi kurulması planlanmaktadır.
İlimize hayvancılık sektörüyle ilgili olarak 183 projeyle 366,95 Milyon TL lik yatırım kazandırılmıştır. Bu yatırımlar için 208,34 milyon TL hibe ödemesi almaya hak kazanılmıştır.
Hayvancılıkla sektörüne;
- Süt üreten tarımsal işletmlere 140,58 Milyonluk yatırıma sahip 65 projeye 78,90 Milyon TL hibe ödemesi sağlanmıştır.
- Kırmızı et üreten tarımsal işletmelere 181,45 Milyonluk yatırıma sahip 77 projeye 103,23 Milyon TL hibe ödemesi sağlanmıştır.
- Kanatlı eti üreten tarımsal işletmelere 30,00 Milyonluk yatırıma sahip 23 projeye 17,10 Milyon TL hibe ödemesi sağlanmıştır.
- Yumurta tavukçuluğuna 14,04 Milyonluk yatırıma sahip 6 projeye 8,64 Milyon TL hibe ödemesi sağlanmıştır.
- Arıcılık sektörüne 878,43 Bin TL’lik yatırıma sahip 12 projeye 467,40 Bin TL hibe ödemesi sağlanmıştır.
Özetle devletimizin tüm imkanları ile ülkemiz ve insanımız için çalışmaya, tarım başta olmak üzere her alanda güçlü ve kalkınan Türkiye’yi inşa etmeye var gücümüzle devam ediyoruz. Bu vesileyle şehrimiz Afyonkarahisar ve ülkemizin kalkınması için çalışan sanayici ve iş dünyasını bir araya getiren sivil toplum kuruluşu AFSİAD’a ve üyelerine selamlarımı sunuyorum.