ANONİM VE LİMİTED ŞİRKETLERİN YÖNETİM VE TEMSİLİ
Av.Prof.Dr.Mustafa TOPALOĞLU,YMM
Toplaoğlu Avukatlık Bürosu / Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi
I- YÖNETİM YETKİSİ VE DEVRİ
TTK m.365 hükmüne göre anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim kurulu, kanun veya esas sözleşmeyle genel kurula bırakılmayan bütün hususlarda yetkilidir. Limited şirketlerin müdürler tarafından yönetileceği TTK m.623 hükmünde belirtilmiştir.
Yönetim kurulu ve müdürler, sahip olduğu şirketi sevk ve idare görevini kendisi kullanabileceği gibi, yetkilerini devredip bir gözetim organı olarak da çalışabilir. Yeni TTK sistemi, Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi, yönetim kurulu üyelerini icracı (executive) ve icra yetkisi olmayan (non-executive) üye olarak ayırmaya uygundur.
Kendilerine yönetim yetkisi devredilen kişilere murahhas denir. Murahhas; aynı zamanda yönetim kurulu üyesi ise murahhas üye, yönetim kurulu üyesi değilse murahhas müdür olarak adlandırılır.
TTK m.375, yönetim kurulunun bazı yetkilerini devredemeyeceğini öngörmüştür. Buna göre yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri şunlardır:
- a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.
- b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.
- c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.
- d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları.
- e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.
- f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.
- g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.
Devredilecek yönetim yetkisinin TTK m.375 ‘te yasaklanan hususların dışında olması gerekir. Bundan başka yönetim yetkisinin murahhaslara devri için,
- şirket esas sözleşmesinde yetki devrine ilişkin açık bir hüküm ,
- yönetim kurulunun yetki devrine ilişkin kararı,
- yönetim kurulunca önceden hazırlanmış iç yönerge,
mevcut olmalıdır.
II- YÖNETİMİN DEVRİNDE İÇ YÖNERGE
TTK m.367, yönetim yetkisinin devri için “iç yönergenin” varlığını zorunlu tutmuştur. 2014 yılında 629.maddeye eklenen üçüncü fıkrayla TTK m.367 hükmünün limited şirketlere de uygulanacağı öngörülmüştür.
Yetki devri söz konusu değilse iç yönerge hazırlama zorunluluğu yoktur. Ancak az veya çok her anonim ve limited şirkette yetki devri söz konusu olur. Bunun için her anonim ve limited şirketin bir iç yönergesinin bulunmasında yarar görülkmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hazırlanırken TBMM Adalet Komisyonundan geçen 367. madde metninde “iç yönetmelik” şeklindeki ibare, Anayasanın 124.maddesine göre yönetmeliğin sadece Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri tarafından çıkarılabileceği düşüncesiyle Genel Kurulda “iç yönerge” olarak değiştirilmiştir. Ancak, TTK m.367 hükmünde geçen iç yönerge, yönetim kurulunun yetki devrine ilişkin olup, TTK m.419’da öngörülen genel kurulun çalışma usul ve esaslarını gösteren genel kurul iç yönergesinden farklıdır.
İç yönergeyi hazırlamak görev ve yetkisi, anonim şirketlerde yönetim kuruluna, limited şirketler açısından müdürlere aittir. İç yönergenin ve değişikliklerinin bütün yönetim kurulu üyeleri veya müdürler tarafından imzalanması zorunludur.
İç yönerge, şirketin bir bakıma ticari sırlarını da içerdiğinden ticaret siciline tescil edilmez. Ancak TTK m.367 hükmüne göre yönetim kurulu veya müdürler, talep üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaati olan alacaklıları örneğin bankaları iç yönerge hakkında bilgilendirir.
TTK m.367’de iç yönergenin içeriği ve fonksiyonu gösterilmiştir. Buna göre iç yönerge, şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri tanımlar, kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler.
Örnek bir iç yönerge aşağıdaki başlıklardan oluşur:
– İç yönergenin dayanağı,
– İcra Organları,
– Yönetim kurulunun;
-seçim ölçütleri,
– özel yükümlülükleri,
– üyeliğin sona ermesine ilişkin sebepler,
– görev süresinin sınırlandırılması,
– başka bir şirket veya kurumun yönetiminde görev alma
– Yönetim kurulunun oluşturulması,
– Yönetim kurulu toplantıları,
– Görev ve yetkiler (Yönetim kurulu başkanı ve üyelerin, murahhasların, CEO’nun)
– Yönetim kurulu üyelerine ödenecek tazminatlar,
– Yönetim kurulu üyelerinin bilgi ve inceleme hakları,
– Raporların sunulması,
– Şirketi temsile yetkili olanlar ve sınırları,
– Yönetim kurulu üyelerinin yükümlülükleri,
– Son hükümler.
III-DIŞ YÖNERGE İLE SORUMLU TEMSİLCİLER ATANMASI
6102 sayılı TTK yönetim ve temsil yetkisinin devrini birbirinden ayırmıştır. Şirketin yönetimi tamamen iç işleyişe ilişkinken, şirketin temsili üçüncü kişilerle kurulacak ilişkilere yöneliktir. Yönetimin devri, temsil yetkisinin devrini içermez. Bunun için temsil yetkisi TTK m.371 uyarınca ayrıca veya aynı işlemle açıkça belirtilmek suretiyle devredilmelidir.
Anonim ve limited şirketin temsili YK, müdürler, ticari temsilci ve vekilleri aracılığıyla yürütülür. Anonim ortaklığın temsilcilerinin kim olduğu ve temsil yetkisinin kapsamı, TTK m.371 hükmüne göre ticaret sicilinden anlaşılır. TTK m.629 (1) hükmüne göre limited şirket müdürlerin temsil yetkilerinin kapsamına, yetkinin sınırlandırılmasına ilişkin olarak anonim şirketlere ilişkin TTK m.371 hükümleri kıyas yolu ile uygulanır.
6552 sayılı Torba Yasa ile TTK m.371’e eklenen 7.fıkra ile YK üyeleri ve müdürler arasında temsil yetkisini bölmek hatta bazı tür temsil yetkilerini ticari temsilcilere ya da diğer vekillere vermek ve sınırlandırmak mümkün hale gelmiştir. Temsil yetkisinin bu şekilde bölünmesi ve sınırlandırılması için bir yönerge hazırlanarak ticaret siciline tescili zorunludur. Temsile ilişkin hazırlanacak bu ikinci yönergeye de şirketlerin idaresine ilişkin iç yönergeden farklı olarak dış yönerge olarak ifade etmek uygun olur. Örneğin bir maden işletmesinde iş güvenliğine ait yetki ve sorumluluklar, ocak veya proje müdürü gibi alt birim yöneticilerine tescil edilecek dış yönergeyle bırakılabilir. Maden işletmesinde meydana gelecek iş kazasından sadece kendisine yetki verilen alt birim yöneticisi sorumlu olacaktır. YK üyelerine ve müdürlere söz konusu iş kazasından dolayı cezai sorumluluk düşmeyecektir. Aynı çözüm tarzı, madenin teknik yönetim ve gözetimi dış yönergeyle kendisine bırakılan YK üyesi hakkında da geçerli olacaktır.
Ancak temsile ilişkin dış yönergede temsil yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeler, oluşturulan alt birimler yer almalıdır. Ticaret sicil müdürlükleri dış yönetmelikte atanan sınırlı temsilcilerin ve alt birim yöneticilerinin isimlerinin yer alması halinde tescil talebini reddetmektedirler. Bunun için öncelikle atanan sorumlu temsilcilerin isimlerinin yer almadığı dış yönetmeliği ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan ettirmek gerekir. Daha sonra sicil gazetesinde ilan edilen dış yönergeye atıf yapan yeni bir yönetim kurulu kararı alarak sınırlı sorumlu YK üyesi, müdür ve alt birim yöneticilerinin ismen atamaları belirlenmelidir. Atanan isimlerin yer aldığı bu son yönetim kurulu veya müdürler kurulu kararını ticaret siciline tescil ve ilan edilmesiyle işlem tamamlamış olur.